15 Ekim 2010 Cuma

KIRMIZI



Biten her aşkın arkasından ağıtlar mı yakılır bir ölüyü gömercesine? Son dua nedir? Ben hiç duymadım onu. Hiç yanımda birinin arkasından gittiği için ağlamadı birileri. Ama öğrendim ben işte her gidenin arkasından ağlamayı. İç güdüsel bir olaydı bu. Tıpkı gözümden akan her damlanın sonunda kuruması kadar normal bir olay. Şimdi ise biten her aşk bir yerlerimi yaralıyor. Bakamıyorum kanıyor. Ah kırmızı. Rujum kadar içten ve güzel. Kırmızı işte her şeyin başlamasında ve bitmesinde rolü olan o renk. Tek suçlu o işte. Benim hayatım o renkli şekerlerin dışındaki ambalajlar kadar canlı ve albenili olamadı hiç. Öyle sandılar hep güldüğümden. Bu yüzden herkes bakıp geçti. Evet, baktılar ve geçip gittiler. Ve şimdi tek düşmanım aynalar. Hepsini kırdım, yere düşen parçalarını da ters çevirdim. Sırf birazcık da olsun görmemek için kendimi. Ama hala canım yanıyor. Ayaklarım acıyor geçtikçe. Kırmızı ayaklarım. Eğilip toplamayacağım o parçaları. Anılar gizli her bir ayna parçasında. Anılarımızı çöpe atamam ki. Sana bir şarkı yazmak geldi şuan içimden. Ama sesim hiç güzel değil. Bir bara gidip birini bulmalıyım. Önce onunla sevişip sonra sana şarkı yazmasını istemeliyim. İkinizi de aldatmalıyım. Sana sarhoş olmalıyım, olduğumda yere değil gökyüzüne ağlamalıyım. Bitirmeliyim gündüzleri, gecelerle dost olmalıyım. Dedim ya sarhoş olmalıyım. Ve bir kadeh kırmızı şarap… 


                                                                                     H.Altaylar.